Öncelikle nedir bu bulut dedikleri olay, önce ona bir açıklama getirelim isterseniz. Ülkenin konuyla ilgili yetkin mercilerinin yaptıkları açıklamaya göre bulut bilişim şudur:

Bu bulut sistemi dedikleri bir şey var şimdi… Son zamanlarda… Herkes oraya bi’şey atıyor, gelen ordan işine yarayanı alıyor kullanıyor. Ben böyle anlıyorum belki farklı bir şeydir. Şey yok artık böyle sistematik bi’şey yok… Abur cubur dolduruyorsun herkes ihtiyacını oradan alıyor ama hiç de karışmıyor. İstediğini buluyorsun. Bu bilişim fazla kafa yorarsan sıyırırsın. Kullanacaksın… Nimetlerinden kullanıp, yararlanıp, işini göreceksin. Kafayı taktın mı o zaman işin kötü… Çok fazla… Hikmetine fazla şey yapmamak lazım.

Gizliliğe aşırı derecede önem verenler için 50 GB’lık ücretsiz bulut hizmeti MEGA

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım (Bkz: Konulu video)

Akıllı telefon kullanıcıları için ise bulut (cloud) denildiği zaman ilk akla gelen şey Google Drive, Microsoft Onedrive, Yandex Disk ve Dropbox gibi örnekler oluyor. Basitçe telefonla çekilen fotoğrafların, videoların ve sahip olunan diğer verilerin depolandığı / yedeklendiği, gerektiği zaman farklı ortamlardaki farklı cihazlardan kolayca ulaşılabildiği mucizevi bir teknoloji. (Yeri gelmişken buradan Yandex’e tekrar seslenmek istiyorum: Bilgisayarım’dan şu aygıt zımbırtısını kaldırmaya olanak sağlayacak bir güncelleme yayınlayın, lütfen. Yoksa ben uygulamayı kaldıracağım.)

Ne var ki bu üzerinde düşünüldükçe sıyırmaya neden olan güzide teknolojinin pek çok kullanıcı için ürkünç tarafları da olabiliyor. Mesela şahsi ayfonuyla kimsenin görmeyeceğinden emin biçimde cıbıldak selfilerini çeken bir Scarlett Johansson iseniz ve ayfonunuzun otomatik senkronizasyon / yedekleme özelliği aktif durumda ise, iki gün sonra size bu hizmeti sağlayan firmanın heklenmesi, dolayısıyla mahrem fotoğraflarınızın çarşaf çarşaf kamuya malzeme olması işten bile değil. Hadi bir selebriti olarak bu mevzuyu reklamın iyisi kötüsü olmaz diye değerlendirebilme imkanınız var, peki ya verilerinin gerçekten güvende olmasına ihtiyaç duyan normal vatandaşlar ne yapsınlar?

Eşyanın tabiatı gereği internete bağlı bulunduğunuz sürece hiçbir veriniz hiçbir zaman %100 güven altında olamaz, başkalarının erişebilme ihtimali her zaman mevcuttur. Bu bir tarafa zaten hizmet almak istediğiniz mecraların okumadan “next next” diye geçtiğiniz kullanım koşulları genellikle “Senin verileri senden, bizden ve gavırmınttan(dövlet) başka kimsenin görmeyeceğine yemin ederiz” türü maddeler içerir. Yani tıpkı Gmail için tüm e-postalarınızın çalışanlar tarafından okunabileceğini kabul ettiğiniz gibi, göbek deliğinizin fotoğrafının da çeşitli sebeplerle görüntülenmesini, talep edildiği zaman dövlet ile paylaşılmasını en baştan kabul etmiş sayılıyorsunuz.

Özel yaşamınıza ait içeriklerin, yabancı gözlerden uzak kalmasını istediğiniz verilerin güvenliğiyle ilgili gerçek anlamda endişe duyuyorsanız onları internetteki herhangi bir platforma göndermemek en iyisi. Ama “Yok baba benim hem güvenli hem onlayn bir çözüme ihtiyacım var. Risk minimum düzeyde olsun kafi” diyenlerdenseniz, sizi Mega.nz ile tanıştıralım.

Mega.nz, bir süre önce FBI tarafından kapam kapam kapatılan Megaupload‘ın kurucusu olan, otorite ile her zaman çeşitli sorunlar yaşayan ve soyadını “Nokta kom” olarak değiştirecek kadar interneti seven tombiş abimiz Kim Dotcom‘un, aşırı derecede güven vaad eden yeni bulut hizmeti. Kendisi dövletlerin, kişilerin verilerine hangi gerekçeyle olursa olsun erişmelerinin insan haklarına aykırı olduğunu savunuyor, hatta bunu Mega.nz’nin direkt anasayfasına yerleştirdiği aşağıdaki metinle ifade ediyor:

Hiç kimsenin özel yaşamına, ailesine, evine ya da yazışmasına keyfi olarak karışılamaz, onuruna ve adına saldırılamaz. Herkesin, bu gibi müdahale ya da saldırılara karşı yasa tarafından korunma hakkı vardır.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, 12. Madde

Yani “Şo şo şekil dosya yükler, şo şo şekil yükler herkesin hayatına kimse karışamaz” diyor. “Kullanıcıların dosyalarını sunucularımızda öyle bir şifreleyerek barındırıyoruz ki, bırakın dövletleri biz çalışanlar bile erişemiyoruz, kitap çarpsın” (Diğer bulut depolama sağlayıcılarından farklı olarak belgeleriniz istemci cihazlarda şifrelenir, ve bizim tarafımızdan görülmez) diye de ekliyor.

MEGA’yı 2013 başlarında piyasaya sürdüğümüzde, terörle mücadele bahanesiyle kötü niyetli devletler tarafından küresel kitle gözetimi hala vahşi bir varsayımdı ve onun yandaşlarının sık sık komplo teorisyenleri olarak lanse edildi. Edward Snowden’in ifşa ettiği bilgiler 137 gün sonra kamunun tutumunu kökten değiştirdi ve gizlilik politikası (“Verilerinize erişimimiz var ama bunu gizli tutacağımıza ve kötüye kullanmayacağımıza söz veriyoruz”) ile güvenliğin sağlanamayacağı açıkça ortaya çıktı…

Mega Hakkında

Allah aşkına şu sevimliliğine bakar mısınız, böyle bir tipe kim güvenmez?

kim-dotcom

Mega’nın tarayıcı eklentileri, telefon uygulamaları ve web tabanlı dosya yöneticisi gibi pek çok işlevsel aracı var. Gizliliğe önem veren bir kullanıcıysanız ve devlet otoritelerinin güvenilirliğinden en az sizin kadar şüphe duyan şaibesiz biri tarafından hazırlanmış bir bulut yedekleme hizmeti ile tanışmaya hazırsanız ziyaret etmeniz gereken adres şu: https://mega.nz

eSerdaR Hakkında

By eserdar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!